dersini-calis
  9. Sınıf Tarih Ders Notu
 

                                                               TARİH

ZAMAN VE TAKVİM:

                Takvim zamanı yıllara,aylara,haftalara ve günlere ayırma yöntemidir.Zamanı bilme ve verimli kullanma gerekliliği takvim gibi önemli bir buluşun ortaya çıkmasına yol açmıştır.

                Takvimin kullanılmasında  Sümerler ve Mısırlılar öncü olmuşlardır.İlk “Güneş Takvimi”ni  Mısırlılar, ilk “Ay takvimi”ni ise Sümerler oluşturmuştur.

*TÜRKLERİN KULLANDIĞI TAKVİMLER:

                 Türklerin ilk kullanmış oldukları takvim;güneş yılını esas alan ve yılların hayvan isimleriyle belirtildiği on iki hayvanlı Türk takvimi’dir.

                 Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan sonra ise 26 Aralık 1925’te Miladi Takvim kabul edildi ve 1 Ocak 1926’dan itibaren kullanılmaya başlandı.

TAKVİMİN ADI

ESAS ALDIĞI YIL SİSTEMİ

                                    ÖZELLİKLER

12 HAYVANLI TÜRK TAKVİMİ

GÜNEŞ

+Her yıl bir hayvan adıyla anılar.

+Bir yıl 365 gün 5 saat olarak kabul edilmiştir.

+12 yılda 1 devir yapar.Yıllar sayı ile değil,hayvan adlarıyla gösterilir.

+Aylar sayılarla belirtilmiştir.

+Bu takvim Türklerden başka Çinliler,Tibetliler tarafından da kullanılmıştır.

HİCRİ TAKVİM

AY

+Bir yıl 354 gündür.Kemeri(ay)takvimi olarak da bilinir.

+Hz. Muhammed’in Mekke’den Medine’ye hicretini(622) başlangıç yılı olarak esas almıştır.

+Hz. Ömer Dönemi’nde oluşturulmuştur.

+Ülkemizde 1Ocak 1926’ya kadar yürürlükte olan bu takvim,günümüzde sadece dini gün ve ayların belirlenmesinde kullanılmaktadır.

CELALİ TAKVİM

GÜNEŞ

+Bir yıl 365 gün 6 saat olarak kabul edilmiştir.

+Büyük Selçuklu Sultanı Melihşah tarfından yaptırılmıştır.

+Takvimin başlangıç tarihi olarak  1079 yılı kabul edilmiştir.

+Babür Devleti tarafında da kullanılmıştır.

RUMİ TAKVİM

GÜNEŞ

+Bir yıl 365 gün 6 saat olarak kabul edilmiştir.

+Takvimin başlangıç tarihi olarak hicret kabul edilmiştir.

+Gündelik hayatta Hicri Takvim kullanılırken  1839 yılından itibaren Osmanlı Devleti’nde mali

İşlerde(vergi,maaş vb.)aksama olmaması için kullanılmıştır.

MİLADİ TAKVİM

GÜNEŞ

+Bir yıl 365 gün 6 saat olarak kabul edilmiştir.

+Gregoryen takvimi olarak da bilinir.

+Başlangıç olarak 1 Ocak tarihi kabul edilmiştir.

+Miladi takvimin ilk şekli Mısırlılara aittir.

+Romalılar ve Papa XIII. Gregorious tarafından geliştirilmiştir.

+Hz. İsa’nın doğumu takvim başlangıcı olarak kabul edildiğinden bu takvime Miladı Takvim adı verilmiştir.

+Ülkemizde 1 Ocak 1926’dan itibaren kullanılmaya başlanmıştır.

 

 

*TARİH ÖĞRENİMİNİ ÖNEMİ:
                 Tarih eğitimi her şeyden önce bugünkü uygarlığın nasıl meydana geldiğini öğretirken,uygarlığın tüm toplumların katkısıyla oluştuğu biçimini oluşturur.Böylelikle bireyler,ortak değere sahip çıkarak din,dil,ırk gibi ayrımlara girmeden barış içinde yaşamayı öğrenir.

                 Tarih öğrenimini bireysel olarak da kişiye kazandırdıkları vardır.Çeşitli olaylar arasında ilişki kurup,mantık yürüterek sonuca varabilme yeteneği kazandırır.Kişi tutucu ve bilime aykırı düşünme yerine ileriye dönük ,güncel olayları geniş açıdan değerlendirebilen,toplumsal gelişmeleri anlayıp yorumlayabilen  bir düşünme tarzına sahip olur.

*TARİHİ OLAYLARIN GEPERLENDİRİLMESİ:

                 Geçmişte meydana gelen olaylar,meydana geldiği dönemin siyasi,sosyal,kültürel,ekonomik ve dini özelliklerini yansıtır.Bu nedenle bir olayı değerlendirirken olayın meydana geldiği dönemin şartları dikkate alınmalıdır.

                 Tarihi olayları değerlendirirken karşılaşılan sonuçlardan biri de olaya tarafsız yaklaşamaktır.Tarihçinin belirli bir ülkeye ya da millete mensup olması, inançları,siyasi anlayışı,aldığı eğitim vb. nedenlerle tarihi olaylara duygusal yaklaşması mümkündür.

*TARİHİ BİLGİLERİN DEĞİŞEBİLİR ÖZELLİĞİ:
                Tarihte bilgiler olayın geçtiği döneme ait verilere dayanır.Zamanla yeni belge ve bulguların elde edilmesiyle yeni bir bilgi elde edebileceği gibi  mevcut bilgilerde değişime uğrayabilir.

TARİH YAZICILIĞI:

                İnsanlar çeşitli alanlarda elde ettiği tecrübeleri gelecek nesiller aktarma ihtiyacı duymuştur.Bundan dolayı kendileri ile ilgili çeşitli konuları yazılı hale getirmişlerdir.Hititlerde Anallar (yıllıklar).Kök Türklere kitabeler,Osmanlılarda Vakayinameler,Ruslarda kronikler tarih yazıcılığına rnek gösterilebilir.

*HİKAYECİ TARİH YAZICILIĞI:
               İlk olarak Eski Yunan’da MÖ 5. Yüzyılda yaşamış olan Heredotos(Heredot)’un yazdığı Tarih(Historia) bu türünün ilk örneğidir.Bu tür tarih yazıcılığında hikaye ve efsanelerle dolu bilgiler nakledilir.Genelde yer ve zamandan bahsedilmekle birlikte sebep ve sonuç ilişkileri üzerinde çok durulmaz.XVIII. yüzyıla kadar Avrupa ve İslam  dünyası tarihçiğinde bu tarzda kaleme alınan eserler vardır.

*ÖĞRETİCİ TARİH YAZICILIĞI:

                Öğretici tarzda eser veren tarihçiler ,mensup oldukları toplumu harekete geçirerek milli birlik ve ahlaki değerleri geliştirmeyi istemişlerdir.Bu tarzın ilk temsilcisi Thukydides(Tukidides)’tir.Özellikle Avrupa’da ve Türkiye’de  XIX. Yüzyıla kadar bu tarih yazıcılığı devam etmiştir.

*ARAŞTIRICI TARİH YAZICILIĞI:
               Araştırıcı tarih yazımı XIX. Yüzyılda doğmuştur.Bu tarz tarih yazıcılığında tarihi olaylar tek bir sebebe dayandırılmamış,dönemin toplmsal,ekonomik,siyasi,dini,kültürel yapıları ayrıntılarıyla ele alınmıştır.

TARİHİN FAYDALANDIĞI BİLİM DALLARI:

*COĞRAFYA:Her tarihi olay belli bir coğrafi mekanda meydana gelir.Tarihi olayların oluşumu sırasında iklim,yeryüzü şekilleri,ekonomik faaliyetler,konum vb. coğrafi faktörler etkili olabilmektedir.coğrafya bunların aydınlatılmasını sağlar.

*ARKEOLOJİ:Kazı bilimidir.

*ANTROPOLOJİ:İnsan ırklarını inceleyen bilim dalıdır.

*ETNOGRAFYA:Bu bilim toplumların yaşayış,gelenek,örf ve adetlerini inceler.

*HUKUK:Hukuk,toplu halde yaşayan insanların birbirleriyle ve devletle olan ilişkilerini düzenleyen kurallara denir.

*KRONOLOJİ:Kronoloji zaman bilimidir.

*EDEBİYAT:Edebiyat duygu ve düşünceleri söz ve yazı ile etkili bir biçimde anlatma sanatıdır.

*FELSEFE:Felsefe,akıl ve mantık ilkelerine uygun düşünmeyi esas alan bir bilimdir.

*PALEOGRAFİ:Eski yazıların okunmasını sağlayan,bu yazıların tür ve şekillerini inceleyen bilim dalına paleografi denir.

*EPİGRAFİ:Epigrafi,anıtlar üzerindeki kitabeleri ve yazıları inceleyen bilim dalıdır.

*SOSYOLOJİ:Sosyoloji genel olarak toplumu inceleyen bilim dalıdır.

*FİLOLOJİ:Filoloji,dünyada var olmuş ve var olan dilleri inceler.

*DİPLOMATİK:Belgeleri tür(ferman,şeriye sicili,anlaşma metinleri vb.)şekil ve içerik bakımından  değerlendiren bilim dalına diplomatik denir.

*NÜMİZMATİK:Nümizmatik, eski paraları inceler.

*İSTATİSTİK:İstatistik,belirli bir amaç için veri toplama,tablo ve grafiklerle özetleme,sonuçları yorumlama,özellikler arasında ilişkiyi araştırma,çeşitli konularda geleceğe ilişkin tahmin yapma ilkelerini kapsayan bir bilimdir.

*EKOLOJİ:Ekoloji,canlıların birbirleri ve çevreleriyle ilişkilerini inceleyen ve doğanın korunmasına yönelik çalışmalar yapan bir bilim dalıdır.

*KİMYA:Ele geçen eserlerin hangi döneme ait olduğunun belirlenmesinde kimya bilimi,tarihe yardımcı olur.

*SANAT TARİHİ:Sanat tarihi,kısmen arkeolojinin de  metotlarını kullanarak son zamanlarda gelişme göstermiş bir bilim dalıdır.

*HERALDİK:Heraldik armaları inceleyen bilim dalıdır.

2. ÜNİTE: TARİHİ ÇAĞLARA GİRİŞ

TARİH ÖNCESİ ÇAĞLAR

 

 

 

 

 

 

ANADOLU UYGARLIĞI:

              Anadolu,göç ve ticaret yollarının üzerinde bulunması,Asya ve Avrupa'yı birbirine bağlaması,topraklarının verimli olması ve ikliminin insan yaşamına uygun olması gibi nedenlerden dolayı birçok kültüre yurt olmuştur.Kültürel etkileşim Anadolu uygarlığının gelişimini hızlandırmıştır.

*HATTİLER:

Yapılan araştırmalar Hititlerin kültür ve inanç bakımandan Hattilerden oldukça etkilendiklerini ortaya koymuştur.

Hattiler,Hititlerle kaynaşmış,Hatti kültürü,Hitit kültürü içinde yaşamaya devam ettirmiştir.

*HİTİTLER:

Hititler MÖ 2000 yılı başlarında Kafkaslar'dan Orta Doğu'ya gelerek Kızılırmak boylarına yerleşmişler,MÖ 1400 yıllarında imparatorluk haline gelmişlerdir.Başkentleri Hattuşaş'tır.Hattuşaş, Anadolu'da doğu-batı ve kuzey-güney doğrultusunda işleyen yolların kesiştiği bir nohtada bulunmaktaydı.Böylece Anadolu'nun büyük bir kısmı kontrol altında tutulabilmiştir.Hititlerin merkeziyeci politikaları, buraya ulaşan yolların işlek olmasını,yollar üzerinde de çeşitli yerleşmelerin kurulmasını sağlamıştır.Bu dönemin en önemli siyasi gelişmesi,Hititler ile Mısırlılar arasında yapılan Kadeş  Anlaşması'dır(MÖ 1280).

          MÖ 1200'lerde ege göçleri ile batıdan gelen kavimlerin Hitit devletini yıkması sonucunda Güneydoğu Anadolu'da  Hitit şehir devletleri kurulmuş ve bu dönemi tarihçiler "Geç Hitit Şehir Devletleri Dönemi"olarak adlandırılmışlardır.MÖ 700 yıllarında önce Asurlulara bağlanan bu şehir devletleri daha sonra Perslerin hakimiyetine girmiştir.

*İYONYALILAR:

         Tarihte İyonya,İzmir ile Büyük Menderes Nehri arasındaki bölgeye verilen addır.

          İyon şehir devletleri arasında en tanınmışları Efes,Millet,Foça ve İzmir(Smyrna)’dir.

          İyonyalılar özgür düşüncenin ve pozitif bilimlerin öncüsü olmalrı yönüyle önem taşırlar.Felsefe,matematik ve tıp bilimlerinin temeli İyonya’da atılmıştır.İyonyalılar saray ve tapınak mimarisinde gelişmişlerdir.

*URARTULAR:
          Urartu Devleti,Doğu Anadolu’da Asya kökenli Hurriler tarafından kurulmuştur.Urartuların merkezi Tuşpa(Van)’dır.Urartu Devleti’ne MÖ 600’de Medler son vermiştir.

          Savaşçı bir toplum olan Urartular;maden işlemeciliği,kaya oymacılığı,kabartma sanatı resim, gibi sanat dallarına ileri bir düzeydeydi.Urartuların en önemli ekonomik etkinliği hayvancılıktı.Doğu Anadolu’da Van Gölü çevresinde ileri bir uygarlık kuran Urartular,kaleler,su kanalları ve su bentleri yapmışlardır.Hatta günümüzde bile varlığını koruyan gelişmiş bir sulama ve şehir içme suyu sistemi kurmuşlardır.

*FRİGYALILAR:

           Frigler,ilk siyasi birliklerini, MÖ 750’li yıllarda kurmuşlardır.Ülkenin başkenti  Gordion ,adını Kral Gordios’tan almıştır.

            Frigler çiftçilik ve hayvancılıkla uyraşmışlar,tarımı korumak ve geliştirmek için özel kanunlar ve kurallar koymuşlardır.Yapılan kanunlarda tarımla ilgili ağır cezalar öngörülmüştür.Bu kanunlara göre, öküz kesenin ya da saban kıranın cezası ölümdür.

             Frig sanatının ve mimarisinin en önemli örnekleri Gordion  ve Midas şehirlerindeki kayalar içine oyulmuş sığınaklardır.

 

*LİDYALILAR:

               Gediz ve Küçük Menderes vadileri arasında kalan bölgede yaşamışlardır.Devlet merkezi Sardes(Sard) şehridir.

                Kara ticaretine büyük önem veren Lidyalılar,Sardes’ten başlayarak Mezopotamya’ya kadar  uzanan  Kral Yolu’nu yapmışlardır.Kral yolu üzerinden yapılan ticaret sayesinde Doğu ile batı kültürleri arasında etkileşim artmıştır.Lidyalılar,MÖ 700’lü yıllarda mal takasına dayalı ekonomiden paraya dayalı ekonomiye geçişi sağlamışlardır.Uygarlık tarihine yaptığı en önemli katkı tarihte ilk defa  parayı kullanmalarıdır.Bunun sonucunda ticarette kolaylık ve akıcılık sağlanmıştır. 

EGE VE YUNAN UYGARLIĞI:
                Ege ve Yunan Uygarlığı, Ege Denizi’ndeki adalar, Yunanistan,Makedonya,Trakya Batı ve Güney-Batı Anadolu’da yaşayan toplulukların meydana getirdiği bir uygarlıktır.

                 MÖ 2000’den itibaren Eski Yunan’da ve Ege’de polis adı verilen  şehir devletleri (Atina,Isparta,Korint,Larissa,Megara gibi.) ortaya çıkmıştır.Bu şehirlerde yaşayanlar ,tarıma elverişli toprakların azlığı ,nüfus artışı,ticaret vb. nedenlerle Ege , Karadeniz ve Akdeniz’de koloniler kurmuşlardır.Büyük İskender’in fetihleri sonucu  Asya kültürüyle kaynaşarak  Helenistik kültürü meydana getirmiştir.Ege ve Yunan Uygarlığı ,Girit,Miken ve Yunan  olmak üzere üç dönemde ele alınmaktadır.

A)     GİRİT(MÖ 3500-MÖ1200):

Ege uygarlıklarının ilki Girit Adası’nda kurulmuştur.

B)      MİKEN(AKA)(MÖ2000-MÖ1200)

C)      ESKİ YUNAN (MÖ 1200-MÖ 337)

 

         Eski yunanlılarda,Solon kanunları ile köleliğin ve doğuştan soyluluğun kaldırılması. Kleistene(Klistenes) tarafından yapılan düzenlemelerle  halk meclisinin önemli bir kurum haline getirilmesi ve sınıf farklılığının ortadan kaldırılması demokrasi anlayışının gelişmesini almıştır.Eski Yunan mimarisine Konossos Sarayı örnek gösterilebilir.

         Yunan Uygarlığı tarih,tıp,aritmetik,geometri,astronomi ve felsefe alanlarında da öne çıkmıştır.Yunan felsefesinin ilk temsilcileri  Sokrates(Sokrat), Platon(Eflatun) ve Aristatoles(Aristo)’dur.Eski Yunanlılar  MÖ VII. Yüzyıl başlarına doğru  Fenike Alfabesini alarak  geliştirmişlerdir.

 -----------Eski yunanlılar olimpiyatlar düzenlediler.---------------

            D)İSKENDER İMPARATORLUĞU(MÖ 359-MÖ 323):

             Makedonya Kralı  II. Philip(Filip), Yunan şehir devletlerini  birleştirerek  Helen birliğini kurmuştur.Büyük İskender, babası II. Philip ‘in öldürülmesinin ardından Helen birliğinin başına geçmiştir.Çıkan ayaklanmaları bastıran İskender,bütün Yunan şehir devletlerini  Makedonya Devleti’ne bağlamıştır.Ülkede istikrarı sağlayan İskender , MÖ 334’te  Makedonyalı  ve Yunanlılardan oluşan  35 bin kişilik ordusuyla  Asya Seferi’ne çıkmıştır.

              İskender,Çanakkale Boğazı üzerinden  Anadolu’ya Persleri  Granikos  ve İssos  savaşlarında  uyratmış,Suriye’yi ve Mısır’ı ele geçirmiştir.Bir süre bu bölgede kaldıktan sonra Asur ülkesine yönelmiş,bütün Mezopotamya’yı  egemenliği altına almıştır.Hayber Geçidi’ni aşarak  Hindistan’a girmiştir.

                İmparatorluk toprakları üzerinde  üç krallık kurulmuştur.Bunlar; Mısır’da kurulan  Ptolomeler,Makedonya’da  Antigonitler ve Anadolu’dan Hindistan’a  kadar uzanan topraklarda ise Selevkoslardır.Selevkos Krallığı’nın  parçalanmasıyla Anadolu’da  Pontus,Kapadokya,Bitinya ve Bergama krallıklarını ortaya çıkmıştır.

                İskender’in kurduğu İskenderiye gibi şehirler ,zamanla birer kültür ve ticaret merkezi haline gelmiştir.İskender’in  Asya’ya yönelik faaliyetleri ,batı ve doğu kültürlerinin karışmasıyla yepyeni bir kültürün ortaya çıkmasını sağladı.Bu yeni kültüre  Helenistik kültür, bu kültürün ortaya çıktığı yaklaşık 300 yıl devam eden (MÖ 330-MÖ 30) döneme Helenistik Dönem denilmiştir.

-----------Papürüs:Kağıt,Parşömen:Begama’ya ait kağıt)----------

ROMA UYGARLIĞI:

               Roma toplumu  particiler,plepler ve köleler olmak üzere  üç sınıfa ayrılmıştır.Patriciler,Romalı soylulardan  meydana gelmiştir.Mülkiyet, devlet memuru  ve asker olabilme hakkına sahiptirler.

                Roma’nın  geniş bir coğrafyaya hakim olması ,sosyal yapının ve düzeninin bozulmasına neden olmuştur.Patriciler zamanla  zenginleşirken Plepler ve köylüler yoksullaşmışlardır.Bu nedenlerle pleplerle  particiler arasında uzun süren çatışmalar ortaya çıkmıştır.Bu çalışmaların sonucunda  plapler ile particiler arasındaki sınıf farklılıklarını ortadan kaldırmak için “On İki Levha Kanunları” adıyla bilinen hukuki düzenlemeler yapılmıştır.Plepler de memur ve asker olma hakkı tanınmıştır.Buna benzer düzenlemelerle  Roma hukuku birçok devlete örnek olmuştur.

                 Roma’da çıkan sınıfsal çatışmalara dıştan gelen saldırılar da eklenince  bu durumdan yararlanan bazı komutan ve konsüller yönetimi ele geçirmek istemişlerdir.Bunlardan bir tanesi de

Julius  Caesar (Sezar)’dır.Julius  Caesar  ile Roma’da  Cumhuriyet dönemi sona ermiştir.

------------Roma’da sırayla krallık,cumhuriyet,imparatorluk dönemleri yaşanmıştır.---------------

                Roma’da MÖ I. Yüzyılın sonlarında Cumhuriyet  Dönemi sona ermiş ve MÖ 27 yılında Oktavianus(Oktavyanus)’a Augustus(Agustus) ünvanı verilerek  “İmparatorluk Dönemi” başlamıştır.Bu dönemde iç güvenlik  sağlanarak halkın refah seviyesi yükseltilmeye çalışılmıştır.Ancak III.yüzyıldan itibaren  Roma İmparatorluğu gücünü kaybetmeye başlamıştır.Merkezi otoritenin  zayıflaması,kavimler göçü ,savaşların uzun sürmesi ve iç karışıklıklar gibi nedenler imparatorluğun  395 yılında ikiye bölünmesine neden olmuştur.Bu bölünme sonucunda Başkenti Roma olan Batı Roma İmparatorluğu ile  başkenti İstanbul olan Doğu Roma İmparatorluğu kurulmuştur.476 yılında kuzeyden gelen barbar kavimlerinin saldırısıyla Batı Roma yıkılmıştır.

                Yapılarda  kemerli ve kubbeli yapım tekniği büyük ölçüde geliştirilmiştir.İç mekanı ön plana çıkaran ve anıtsal bir yapı özelliği kazandıran bir üslup benimsenmiştir.Romalıların geliştirdikleri mimari üslup  günümüze kadar varlığını korumuştur.Agustus Tapınağı,Aspendos Tiyatrosu ,Valens(Buzdoğan) Su Kemeri  Romalılardan günümüze ulaşan eserler arasındadır.

                Latince konuşan Romalılarda edebiyat Yunan edebiyatının etkisinde gelişmiştir.Romalılar,özellikle tarih yazıcılığı ve hitabet sanatında büyük gelişme göstermişlerdir.

                Doğu Roma İmparatorluğu,aynı zamanda Bizans İmparatorluğu olarak da bilinmektedir.Bu devletin en parlak dönemi Justinianus(Justinyen) Dönemi’dir( 527-565).

 

1)TÜRK ADININ ANLAMI:

                Türk adının hangi anlama geldiği konusunda birçok araştırma yapılmıştır.Türk adı Uygur metinlerinde "güç,kuvvet"Kaşgarlı Mahmut'un "Divan-ı Lügati't Türk"adlı esreinde "olgunluk çağı" eski Çin kaynaklarında "miğfer" anlamında kullanılmıştır.Ziya Gökalp ise Türk adının "türeli(töreli),kanun nizam sahibi"anlamına geldiğini belirtmiştir.

2)TÜRKLERİN İLK ANA YURDU:

                Türklerin ilk ana yurtları Orta Asya'dır.Orta Asya doğuda Kingan Dağları'ından, batıda Hazar Denizi ve İtil boylarına,güneyde Hindikuş ve Karanlık Dağları'ından kuzeyde Sibirya'ya kadar uzanır.

3)ORTA ASYA TÜRK GÖÇLERİNİN SEBEPLARİ VE SONUÇLARI:

A)NEDENLERİ:

*iklim değişikliği:kuraklık,salgın hastalıklar ve hayvan hastalıkları,otlak ve tarım alanlarının daralması.

*Nüfusun artması:yaşanılan toprakların artan nufusa yeterli olmaması.

*Siyasi ve Sosyal durum:boylar arası mücadele,dış baskılar,türk boylarının birbirine bağımlılığı(göç eden bir boyu diğer boyları takip etmesi),yeni yurlar edinme düşüncesi.

*İstiklal(bağımsızlık)duygusu:türk boyları bağımsızlığı tehlikeye düştüğünde,bir başka topluluğun egemenliği altına girmeltense özgür yaşayabilecekleriyerlere göç etmişlerdir.

B)SONUÇLARI:

                Türk göçleri sonunda:

+Orta Asya'dan göç eden Türkler,Anadolu,Suriye Orta Avrupa ve Sibirya'ya yerleştiler.

+Değişik bölgelere göç eden Türkler farklı kültürleri etkilediler ve kendileri de o kültürlerden etkilendiler.

+Bu etkilenmeler sonucu Türk boyları arasında dini,kültürel,ekonomik,sosyal ve siyasi farklılıklar meydana geldi.

+Göç ettikleri yerlerde Türkler değişik adlarla devlet kurdular.

+Göç ettikleri bölgelerde devlet yönetimi askeri teşkilatlanma açısından örnek oldular

1)ASYA HUN DEVLETİ:

                orta asyada ilk bilinen teşkilatlı türk devleti hunlar tarafından kurulmuştur.hunların ilk oturdukları yer Sarı Irmak'ın kuzeyi idi.daha sonra orhun ve selenga ırmakları ile ötüken çevresinde geniş bir alana yayılmışlardır.bu bölgede güçlü bir devlet kuran hunlar,ötüken'i başkent yapmışlardır.

*TEOMAN DÖNEMİ:

Asya hun devletinin ilk bilinen hükümdarı teomandır.teoman zamanında çinliler,yüe-çiler ve moğol asıllı tunguzlerle savaş yapılmış,bu savaşların sonucunda çin topraklarının bir kısmı ele geçirilmiştir.

*METE(MAO-DUN)DÖNEMİ:

Mete (MÖ 209-174), casareti ve teşkilatçılığı sayesinde kısa bir sürede ülke güvenliğini sağlayarak Hun Devleti'nin sınırlarını genişletmiştir.Mete, hükümdarlığı boyunca Orta Asya'da yaşayan tüm Türk boylarını ,başta Moğollar olmak üzerediğer kavimleri hakimiyeti altına almayı başarmıştır.Önce Tunguzları itaatı altına almış,daha sonra Yüe-çilerle savaşarak bütün topraklarını ele geçirmştir.

                Mete, Asya Hun Devleti açısından bir tehlike olarak gördüğü Çin'i baskı altına almaya çalışmış,bu yüzden 7Çin'e birçok sefer düzenlemiştir.Mete'nin izlediği devlet politikası yüzünden baskı altında kalan Çin ,bundan kurtulmak için Hunlarla bir anlaşma yapmıştır(MÖ 200).Yapılan anlaşma gereyince ,Çin'in kuzeyindeki bozkırlar Hunlara bırakılmış,Çinliler Hunlara yıllık vergi vermeyi kabul etmiştir.Mete,Çin' etkisiz hale getirdiği halde Çin topraklarına yerleşmeyi kabul etmemiş, bunu devletin geleceği açısından sakıncalı bulmuştur.Çünkü Türklerin bu kalabalık kavim arasında benliklerini kaybedeceğini düşünmüştür.

                Mete zamanında Asya Hun Devleti ve Çin arasında ticaret anlaşmaları yapılmıştır.Bu anlaşmaların yapılmasında İpek Yolu'nun etkisi büyüktür.İpek Yolu üerinde hakimiyet isteği zaman zaman bu iki devleti,siyasi ve askeri açılardan karşı  karşıya getirmiştir.

                Mete zamanında Asya Hun Devleti en geniş sınırlarına ulaşmıştır.Mete, MÖ 174'te öldüğünde sivil veaskeri teşkilatı ile dış siyasette güçlü bir devlet bırakmıştır.Bu devlet daha sonra kurulacak olan diğe Türk devletlerineörnek teşkil etmiştir.

*Kİ-OK DÖNEMİ:

                Ki-ok babasının yolunu izlemiş, devraldığı devleti ve düzeni devam ettirmek istemiştir.Onun döneminde Çin ile olan siyasi ve ticari ilşkiler geliştirilmeye çalışılmıştır.Ki-ok bir Çin prensesiyle evlenerek Çinlilerle akrabalık kurma yoluna gitmiştir.

Asya Hun Devleti'nin parçalanmasıyla Hunlar ,Çin'in idaresinde kalmışsalarda  milli varlıklarını korumaya çalışmışlardır.

 

                ESKİ TÜRKLER

 

                Hükümdarlara devleti yönetme yetkisinin tanrı tarafından verildiğine inanılmış,bu yetkiye "kut" adı verilmiştir.Ülke,"töre" adı verilen yazılı olmayan hukuk kurallarına göre yönetilmiştir.Hükümdara devlet yönetimi ile ilgili konularda toy,kendeş,kurultay gibi adlarla bilinen danışma meclisi yardımcı olmuştur.

Türkler,tabiatta birtakım varlıkların ruhu olduğuna ve ölümden sonraki yaşama inanmışlardır.Bu yüzden ölen kişinin eşyaları "kurgan" adı verilen mezara konulmuştur.Mezarların başına da kişinin hayattayken öldürdüğü düşman sayısı kadar "balbal" adı verilen taşlar dikilmiştir.Ölen kişinin ardından yapılan törene "yuğ" adı verilmiştir.Türklerin asıl dini Gök Tanrı dini idi.

                HUNLARA KARŞI İZLENEN ÇİN POLİTİKASI

                Hunlar,MÖ 4. yüzyıl başlarında Çin'e sürekli akınlar yaptılar.Bu nedenle Çin,Hun akınlarını durdurmak amacıyla daha önce kuzey sınırlarında inşa ettiği kaleleri ,yapılan duvarlalrla birleştidi.Böylece ünlü Çin Seddi inşa edildi.Çin hükümdarları buna rağmen Hunları durdurmayı başaramadı.Bu çaresizlik Çin'i başka önlemler almaya sevketti:

a)Çin prenseslerin Hun hakanlarıyla evlendirerek,prensesin yanında Hun sarayına çok sayıda hizmetkar gönderdiler.Bu hizmetkarlar casusluk faaliyetinde bulunarak, Türkler hakkında bilgi toladılar.

b)Türk beylarine hediyeler göndererek onları kendilerine bağlamaya ve ekonomik olarak Çin'e bağımlı yaşamaya alıştırdılar.

c)Hediyeleri ve ekonomik yardımları birden keserek Türkleri itaat altına almaya çalıştılar.

d)Türk beylerini birbirlerine karşı kışkırtarak Türk devletinin parçalanmasını neden oldular.

2)KAVİMLER GÖÇÜ VE AVRUPA HUN DEVLETİ

a)KAVİMLER GÖÇÜ:

                Asya Hun İmparatorluğu'nun dağılmasından sonra Asya'nın batısında bulunan Hunlar,Hazar Denizi ve Aral Gölü arasındaki bölgede yaşayan Alanların topraklarını ele geçirmişlerdir.Bu bölgenin Hunların eline geçmesi,onların Avrupa içlerine kadar ilerlemesinin başlangıcı olmuştur.Karadeniz'in kuzeyi ile Doğu Avrupa'da 4. yüzyılda Ostrogotlar,Vizigotlar,Gepitlar ve Vandallar gibi birçok Germen kavmi bulunmaktaydı.Hunları İtil(Volga) Nehri'nin batısına geçerek Karadeniz'in batısına gelmeleri, bu bölgede bir göç hareketi başlatmıştır(375).Hunları bu hareketiyle bölgede tutunamayan kavimler,batıya göç etmek zorunda kalmışlardır.B kavimler,önüne çıkan diğer kavimlerin yerinden ayrılmalarına neden olmuştur.Kavamlerin yıllarda süren bu yer değiştirmelerine "Kavimler Göçü" denilmiştir.

                Kavimler göçünün önemli sonuçları şunlardır:

                Roma İmparatorluğu doğu ve batı olarak ikiye ayrılmıştır(395).Batı Roma İmparatorluğu 376'da yıkılmış ve toprakları üzerinde birçok Germen Devleti kurulmuştur.

                Avrupa'nın etnik yapısı değişerek yeni milletler ortaya çıkmıştır.Alanlar,Vandallar ve Vizigotlar,İspanya Rarımadası'na gelerek İspanyolların;Angıllar ve Saksonlar,Biritenya Adası'na yerleşerek İngilizlerin;Germen kavimleri, Ren Nehri kıyılarına yerleşerek Almanların oluşmasını sağlamıştır.Bunun sonucunda bugünkü İngiltere,Fransa,İspanya,Almanya gibi Avrupa Devletlerinin temelleri atılmıştır.

                Türkler Avrupa'da yeni bir Hun Devleti kurmuşlardır.

                Türk kültürü Avrupa'da yayılma göstermiştir.

                İlk Çağ sona ermiş,Orta Çağ başlamıştır.

                Avrupa'da kilide önem kazanmış,skolastik düşünce egemen olmuştur.

                Avrupa'da feodalite(derebeylik)rejimi ortaya çıkmıştır.

                               FEODALİZM:

Ortaçağ Avrupası'ında Sosyal Sınıflar:

Asiller,Rahipler,Burjuvalar,Köylüler

b)AVRUPA HUN DEVLETİ:

*BALAMİR DÖNEMİ:

                Hunlar Balamir önderliğinde Karadeniz'in kuzeyinden batıya geçerek kısa sürede Tuna boylarına ulaşmıştır(375).Avrupa Hunlarının batıya yönelmesi önce Ostrogotların(Doğu Godlar),sonra Vizigotların(Batı Godları) yerlerini terketmelerine neden olmuştur.

*ULDIZ DÖNEMİ:

                Balamir'den sonra Avrupa Hunları'nın başına Uldız geçmiştir(378).Uldız Dönemi'inde Avrupa Hunları iki kol halinde hareket etmiştir.Bunlardan biri Roma topraklarına girerken diğeri de Kafkaslar üzerinde Anadolu topraklarına girmiştir.Böylelikle Türkler ilk kez Anadolu'ya ayak basmışlardır.

                Uldız,Avrupa Hun Devleti'nin geleneksel politikasının temellerini atmıştır.Onun politikası iki aşamalıdır.

a)Doğu Roma'yı etkisiz hale getirmek

b)Batı Roma üzerine yürümek

                Uldız 410'da ölmüştür.Uldız'dan sonra Hunların yönetimine Karaton,Rua daha sonra Atilla ve Bleda birlikte geçmiştir.

*ATİLLA DÖNEMİ:

                Avrupa Hunlarının en parlak dönemi Atilla ile başlamıştır.Atilla,devletin başına geçtikten sonraDoğu Roma ile olan ilişkilerin yeniden düzenlenmesi gerektiğini düşünmüştür.Çünkü iki devlet arasında bazı sorunlar yaşanmaktaydı.Bu sorunun temelini Doğu Roma İmparatorluğu tarafından esir edilen veya çeşitli nedenlerle bu ülkeye sığınan Türkler teşkil etmiştir.434 yılında Doğu Roma İmparatoru,iki devlet arasındaki sorunların görüşülmesi için Atilla'ya başvurmuş ve bir heyet göndermiştir.Bunu fırsat gören Atilla,Doğu Roma heyetiyle tarihe Margos Barışı adıyla geçen bir anlaşma imzalamıştır.Doğu Roma İmparatorluğu ile Anatolios(Anatolyus) Barışı (447) imzalanmıştır.

                Doğu Roma İmparatorluğunu tamamen etkisiz heme getiren Atilla,Batı Roma üzerine yoğunlaşmıştır.

                Galya Seferi'ne çıkma kararı almıştır.Bu sefer sırasında her iki taraf da çok kayıp vermesine rağmen kesin bir sonuç alınamamıştır.

         Atilla'nın Roma'yı işgal etmesine hiçbie engel yokken geri dönmesinin nedenlari:

a)Roma'nın Hristiyan dünyası için kutsal bir merkez olamsı,

b)Batı Roma'nın gücünü kırdığına inanması,

c)Doğu'da bir tehlike olarak gördüğü Sasani Devleti üzerine sefere çıkmak istemiştir.

Avrupalılar Atilla'ya  Tanrı'nın Kamçısı ünvanını vermiştir.

 

                Atilla'dan sonra yerine oğulları İlek,Dengizik ve İrnek geçmiştir.Ancak onlar devleti babaları kadar iyi yönetememişlerdir.

 

1)KÖK TÜRK DEVLETİ:

A) I.KÖKTÜRK DEVLETİ(552-659):

                Kök Türk Devleti 552'de kurulmuştur.Türk adını devlet adı olarak ilk kez onlar anmıştır.I.Kök Türk Devleti, Asya Hun Devleti'nden sonra Orta Asya'da kurulan ikinci büyük Türk Devleti'dir.Tarihte ilk kez "Türk" adını devlet adı olarak kullanmışlardır.Ergenekon Devleti'ne göre Kök Türk Devleti'ni kuran kabile "Aşına" adıyla bilinmektedir.Aşına kelimesi Türeyiş Destanı'nda belirtildiği üzere "kurt"anlamına gelmektedir.

*BUMİN KAĞAN DÖNEMİ:

                Kök Türk devletinin ilk kurucusudur.Ötüken'i devlet merkezi yapmıştır.Uzun süre Avar egemenliğinde yaşamışlardır.

*MUKAN KAĞAN DÖNEMİ:

                Mukan Kağan zamanında Kök Türk Devleti en parlak dönemini yaşamıştır.

                Ülkenin batı kanadını  yöneten İstemi Yadgu,İpek Yolu'nun kontrolünün Türklerin elinde olmasını istiyordu.Bu amaçla Ak Hunlara karşı Sasanilerle işbirliği yapmıştır.

                Mukan Kağan'ın ölümünden sonra yerine Tapo Kağan geçmiştir 

*TAPO KAĞAN DÖNEMİ:

                Tapo Kağan Budizmi kabul ederek bu dinin halk arsında yayılmasına gayret göstermiştir.

                Tapo'nun ölümü üzerine üzerine Kurultay,İşbara'yı kağan ilan etmiştir.

                Kök Türk Devleti kuruluşundan 30 yıl sonra, iç karışıklıklar sonucunda 582 yılında resmen ikiye ayrılmıştır.

Doğu Kök Türk Devleti 610 yılında,batı Kök Türk Devleti ise 659 yılında Çin egemenliğine girmiştir.

 

B)II. KÖK TÜRK (KUTLUK) DEVLETİ(682-744):

                I. Kök Türk Devleti'nin yıkılışından sonra 50 yılı aşkın bir süre Çin esaretinde yaşamak zorunda kalmış,bu süre içerisinde tekrar bağımsızlıklarını kazanmak için birçok kez ayaklanmışlardır.Bu ayaklanmalar, Çinliler tarafından kanlı bir biçimde bastırılmıştır.Bu ayaklanmaların biri de Çin sarayını basarak imparatoru ele geçirmek amacıyla yapılan Kürşad Ayaklanması'dır. 

BAĞIMSIZLIK YOLUNDA BİR AVUÇ TÜRK:KÜRŞAT VE ARKADAŞLARI

                Kürşad ve arkadaşlarının girişimi her ne kadar başarıya ulaşamasa da Çin boyunduruğundaki Türkleri öc alma düşüncesiyle harekete geçirdi.Bu girişim sonrasında korkuya kapılan Çinliler,bütün esir Kök Türkleri serbest bırakmak zorunda kaldılar.Kürşad ve arkadaşlarının yaptığı ihtilal,diğer Türk boylarına Çinlilere karşı cesaret ve mücadele hırsı verdi.Milli benliklerine daha çok sahip çıkan Türkler,bağımsızlıklarını elde edecekleri fırsatı beklediler.

*KUTLUK(İLTERİŞ)KAĞAN DÖNEMİ:

                Kök Türkler, Kutluk liderliğinde birleşerek bağımsızlıklarını ilan ettiler(682).Bu bağımsızlık hareketi içinde büyük bir devlet adamı olan Tonyukuk  da vardı Ötüken ve çevresine ele geçirerek II. Kök Türk Devleti'ni kuran Kutluk,İlteriş ilanı ile kağan ilan edildi.İlteriş,devleti derleyen,toparlayan demektir.

Türkler,Kutluk Kağan zamanında Çin'e 46 başarılı sefer yapmıştır.

                Kutluk İlteriş Kağan devletin merkezini Karakurum'a taşımıştır.

*KAPGAN KAĞAN DÖNEMİ:

                Kutluk Kağan çoçukları,Bilge ve Kültigin küçük oldukları yerine kadeşi Kapgan Kağan(692-716) geçti.Kendisine tecrübeli bir devlet adamı olan Tonyukuk yardımcı olmuştur.

                Kül Tigin, orduların başkomutanlığına, getirilmiştir.

*BİLGE KAĞAN DÖNEMİ:

                Bilge Kağan zamanında II. Kök Türk Devleti en parlak dönemini yaşamıştır.

                II. Kök Türk Devleti'nin kuruluşunda ve gelişme önemli çalışmaları olan Tonyukuk 727, cesareti ve savaşçılığıyla ünlü Kül Tigin 731,Bilge Kağan ise 734 yılında ölmüştür.Bige Kağan'ın ölümünden sonra yönetime gelenler başarılı olamamıştır.Hanedan üyeleri arasında anlaşmazlıklarbaşlamıştır.Karluklar,Uygurlar ve Basmiller birleşerek II. Kök Türk Devleti'nin yönetimini ele geçirmişlerdir(744).

                Kök Türkler Dönemi'nden günümüze ulaşan temel kaynak Orhun Yazıtları'dır.Bu yazıtlar Türk tarihinin ve edebiyatının ilk yazılı örnekleridir.

Türk devlet adamlarını millete hesap vermesi,devletin ve halkın karşılıklı olarak görevlerinin belirtilmesi,Türklerde devlet anlayışının kavranması açısından önemlidir.

 

TÜRK TARİHİNİN YAZILI TANIKLARI

                Danimarkalı Wilhelm Thomsem(Vilhelm Tomsen) tarafından 1893'te okunan Orhun Yazıtları,Tonyukuk (725),Kül Tigin(732) ve Bilge Kağan(735) adına dikilmiştir.

TÜRKLERDE KADININ TOPLUMDAKİ YERİ

                Türk devletlerinde kadın yalnız ev içinde değil,tarlada,pazarda ve devlet işlerinde eşinin yardımcısı olup,özellikle sosyal etkinliklerdeön planda yer almaktadır.

 

1)UYGUR DEVLETİ(744-840):

                Uygurlar,Asya Hun Devleti'ne bağlı olarak Orhun ve Selanga nehirleri kıyılarında yaşamışlardır.II.Kök Türk Devleti'nin  son zamanlarında Basmiller ve Karluklarla birleşen Uygurlar,bu devlete son vererek kendi devletlerini kurmuşlardır(744).Uygurların merkezi Ötüken'dir.

-------Göç Destanı Uygur Devleti'ne aittir.-------

*KUTLUK BİLGE KÜL KAĞAN DÖNEMİ:

                Uygurlerın ilk hakanı,Kutluk Bilge Kül Kağan'dır(744-747).Onun dönemi başkent Ötüken'den Orhun Nehri kıyısındaki Ordubalıg'a (Karabalgasun) taşınmış,devletin sınırları Amur Irmağı boylarından Altay Dağları'na kadar uzanmıştır.Kutluk Bilge Kül Kağan'ın ölümünden sonra yerine Uygurların en parlak dönemini oluşturan oğlu Moyen-Çur(747-759) geçmiştir.

*MOYEN-ÇUR (BAYAN-ÇUR) DÖNEMİ:

                Bögü Kağan Döneminin önemli olaylarında biri de Manihaizm dininin ülkeye girmiş olmasıdır.Manihaizm dinini kabul eden Bögü Kağan,Karabalgasun şehrinde bir tapınak yaptırmıştır.Onun zamanında Mani dini devletin resmi dini haline gelmiştir.Ancak bu din sadece kağan ve çavresinde kabul görmüştür.

                Manahaizm dini,et yemeği ve savaşmayı yasakladığı için Türk inancı ve yaşantısına uygun değildi.Bu özellikleri ile Uygurların savaşçı yeteneklerini azaltmıştır.Manihaizm Uygurlar üzerinde olumlu etkileri de oldu;Uygurlar bu dinin etkisi ile yerleşik hayata geçtiler.Yeni dinlerini halkın öğrenmesi amacıyla çok  sayıda kitap  yazdılar.Bu kitapların basımında matbaanın temeli sayılabilecek kalıplar kullanmışlardır.Yerleşik hayata geçen Uygurlar,tarım ve ticarette önemli gelişmeler kaydettiler.Tarım alanında sulama kanalları yaptılar.Ticari alanda daha çok Çinlilerde ilişki kurmuşlardır.

                Bögü Kağan,Çin seferine karar verme konusunda çıkan bir anlaşmazlık bahanesiyle veziri Baga Tarkan tarafından Öldürülmüştür(780).Ondan sonra Uygur Devleti'nin başına Baga Kağan (780-789) geçmiştir.

*BAGA TARKAN DÖNEMİ:

                Baga Tarkan ve daha sonraki Kağanlar zamanında ortaya çıkan açlık,kıtlık ve salgın hastalıklar devleti iyice zayıflattı.840 yılında Kırgızlar,Uygur

ülkesine girdiler,başkanti alarak Hakanı öldürdüler.

                Uygur Devleti'nin yıkılmasından sonra Uygurların çoğunluğu Karluk ülkesine,Çin sınırlarına,Beşbalık ve Tufan'a yerleştiler.Buralarda yeni devletler kurdular.

 

-------KANSU UYGUR DÖNEMİ(SARI UYGURLAR)-------

-------DOĞU TÜRKİSTAN UYGUR DEVLETİ(TURFAN UYGURLAR)-------

                Turfan Uygurları ,Moğol devlet kademelerinde memurluk,katiplik hatta yöneticilik yaptılar.Moğolların Türk kültüründen etkilenmesinde rol oynadılar.

UYGUR SANATI:

                Uygurlar,gerek göçebelikten yerleşik hayata geçişleri,gerekse temsil ettikleri dini inançlarının mimari,resim,heykel,yazı vb.sanat alanlarında yönlendirici bir rol olması sonucu birçok sanat dalında eserler meydana getirmişlerdir.Mimari,resim,heykel gibi sanat dallarında kendilerinden sonraki dönemleri etkilemişlerdir.Budist mezar yapıları ve tapınakları ile gelişme gösteren Uygur mimarisi Karahanlılar,Gazneliler,bübyük Selçuklular,Moğollar gibi devletleri mimari açıdan etkilemişlerdir.Uygurlar,duvar süslemeleri ve minyatürleriye Arap,Selçuklu ve Osmanlı sanatına kaynaklık etmiştir.

                Aynı bölgelerde Uygurlardan önce faaliyet gösteren ve göçebe bir yaşantıya sahip bulunan diğer Türk devletlerinin sosyal ve kültürel  hayatlarını günümüze yansıtan sanat eserlerinin sayısı yok denecek kadar azdır.Bunda yerleşik hayata yeterince geçilememesinin ve bu devletlerin daha çok askeri bir teşkilat yapısına sahip olmalarının da rolü büyüktür.

 

 

-------Yerleşik hayata geçen ilk Türk devleti Uygurlardır.---------

-------Hunlar,Göktürk ve Uygurların Çinlilerle münasebeti olmuştur.--------

-------Avar egemenliğinden sonra 552'de kurulan devlet I. Kök Türk devleti'dir.

 

                                            şafak yalman

 

 

 

 

 

 

   

        

 

 
  Bugün 3 ziyaretçikişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol